"Minority Report" ve Pazarlamanın Geleceği



2002 yılında vizyona giren Tom Cruise' un başrol oynadığı "Minority Report" filmini birçoğunuz izlemişsinizdir.
Bu film mükemmel senaryosunun ötesinde bize teknoloji ve pazarlamanın geleceği hakkında da birçok ipuçları vermektedir.
İzleyenler bilir; filmde insanların sosyal hayatlarındaki davranış ve yaşadıkları şeylerden elde edilen veriler sayesinde "kahinler" denilen üç kişilik bir insan/yapay zeka karışımı varlık tarafından suç işlemeden önce suçluların yakalanması konusu anlatılıyor. 
Filmde kahinler olarak gösterilen olgu aslında günümüzde "Big Data" (büyük veri) dediğimiz bilgiyi elde eden ve depolayan internettir.
Bu veriler sayesinde insanların günlük yaşamları sürekli incelenerek gelecekte gösterecekleri davranış biçimleri büyük bir isabetle öngörülebilmektedir.
Filmde alışveriş merkezinde geçen sahnelere dikkatle baktığınızda alışveriş merkezindeki göz tanıma kameraları ajan John' un gözlerini tarayarak ona kişisel reklamlar sunmaya başlarlar. İlerleyen sahnelerde ise bir kaçak olduğundan başkasının gözlerini bir ameliyatla kendine geçirir ve daha sonra bir GAP mağazasına girer ve sistem artık onu Bay Yokomoto olarak tanıyarak kişisel beden ölçülerinde kıyafetler önerir.
İşin hikaye kısmı böyle.
Bizi ilgilendiren kısmı ise bu sahnelerde pazarlama ve reklamcılığın geleceğini görmemizdir.
Kişisel pazarlama ve reklamcılık günümüzde dijital cihazlarımızdan davranış ve internet arama sonuçlarımıza, mektuplarımızda yazdıklarımıza göre bize uygun reklamlar vermeye başladı zaten.
Hepiniz fark ediyorsunuzdur.
Apple' ın geçtiğimiz günlerde tanıttığı Face ID ve diğer firmaların da benzer uygulamaları sayesinde filmdeki bu sahnenin gerçek hayatımıza girmesine ise çok az zaman kaldı.
Pazarlama ve reklam dünyasının ulaşmak istediği hedef de tam olarak budur. Günümüz dünyasında cep telefonlarımız ve bilgisayarlarımızdaki uygulamalar sayesinde konum, fotoğraflar, duygu durumumuz, özel yazışmalarımız, parmak izimiz, göz merceğimiz, alışveriş alışkanlıklarımız, müzik zevkimiz ve bunlar gibi birçok kişisel verimiz artık internette.
Bu veriler sosyal medya şirketlerinin ana servis sağlayıcılarında analiz edildikçe de reklamlar artık bu yol üzerinden bize ulaşmaya başlayacak.
Öyle ki yakın gelecekte şirketler biz birşeyi almaya karar vermeden önce ne almak istediğimizi bilecek duruma gelecekler.
Heyecan verici değil mi?
Pazarlama ve reklamcılık okuyan ya da bu sektörlerde çalışanlara tavsiyem teknolojik gelişmeleri takip ederken bunları günlük hayata nasıl uyarlayabilecekleri konusunda hayal güçlerini harekete geçirmeleridir.
Tabi bir de bundan sonra bilim kurgu filmlerini başka bir bakış açısıyla da izlemelerini öneririm.
İyi Çalışmalar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir Perakende Serüveni: 2101

21 Ocak 2101 Cuma. Saat 09:05. Mis gibi kızarmış ekmek kokusuyla uyandı bu sabah Mustafa. Pencereden yüzüne vuran gün ışığına göz...