Özsaygı: Kendine Bakan İşine De Bakar!



Yıllar süren gözlemlerim ve tecrübelerim sonucunda rahatlıkla söyleyebilirim ki kişinin kendine ne kadar özen gösterdiği iş sonuçlarına da yansıyor. Temizliğine, düzenine önem veren, gözleri çakmak çakmak heyecanla parlayan biriyle; özensiz, pejmurde, dağınık ve gözlerinin feri kaçmış birinin iş sonuçları da emin olun kendileri gibi oluyor!

Kişisel hijyen ve düzenli olmak gibi özellikler büyük ölçüde çocuklukta edinilen kazançlar ve sonradan değiştirilmesi de çok zor oluyor ya da genellikle değiştirilemiyor.

Günlük hayatta “kendine bakma” dediğimiz mesele aslında özsaygı kapsamında değerlendirebileceğimiz bir durum. Özsaygı, kişide, kendi kişiliğini alçaltmaktan insanı alıkoyan ve başkalarınca da alçaltılmayı hoş karşılamayan duygu, kişinin kendi özüne, kişiliğine beslediği saygı diye tanımlanır. Yani kısacası kişinin kendine duyduğu saygıdır.

Özsaygı tabi ki sadece dış görünüşle alakalı bir kavram değildir ancak insanın dış görünüşü iç dünyasıyla ilgili büyük ipuçları da verir. Örneğin insanlar iş görüşmelerine giderken neden giyim kuşamlarına dikkat ederler? Çünkü ilk intiba önemlidir. İlk intiba da dış görünüşle ilgilidir. Hatta günümüzde bu konuda danışmanlık veren koçluk yapan birçok firma bulunmaktadır.

İş hayatında özsaygısı yüksek insanları giyimine gösterdiği özenden, tertip düzeninden iş yapış şekillerine kadar birçok ipucuyla tanıyabilirsiniz.

Giyim kuşamına özen göstermek deyince aklınıza hemen pahalı kıyafetler, çantalar, ayakkabılar gelmesin. Burada konu özen göstermektir. Pekala uygun fiyatlı veya ucuz kıyafetlerle de insan kendine özen gösterebilir. Üzerinde çok pahalı bir kıyafet olan biri de tozlu ayakkabılarla karşınıza çıkabilir. İşte bu noktada devreye özsaygı girer.

Özsaygısı yüksek insanlar iş yapış şekillerinde de bunu gösterirler. İşlerini planlı ve muntazam yürütürler. Ekiplerinde bir uyum olması için çaba harcarlar. Çünkü bu bir yaşam biçimidir. Şirketler için önemli bir değerlendirme kriteridir.
Peki özsaygı sonradan kazanılabilinir mi?
Journal of Experimental Social Psychology’ de Ocak 2016’ da yayınlanan bir makaleye(*) göre özsaygı beş yaşından itibaren ölçülmeye başlanan bir olgu. Araştırmanın yazarlarından Anthony G. Greenwald durumu şöyle özetliyor: "Özsaygı çocukların sosyal kimliklerini nasıl oluşturduğu noktasında kritik bir rol oynuyor gibi gözüküyor. Bizim bulgularımız ilk beş yılın hayatın temeli olma noktasındaki önemi üzerinde duruyor.”

Yani yazının başında da belirttiğim gibi sonradan gelişimi zor. Burada en büyük rol aileye düşüyor. Değerli ebeveynler! Hani şu küçükken "bizim oğlan da çok dağınık kerata" diye başını okşadığınız çocuk var ya büyüdüğünde sistematik bir düzen isteyen iş hayatına girince büyük zorluklar yaşıyor. Tüm ebeveynlere duyurulur: “Çocuğunuzun gelecekte başarılı bir birey olmasını istiyorsanız ona özsaygı aşılayın!


Şirketlerin işe alım departmanlarının bir iş görüşmesinde dikkat etmesi gereken konulardan birine değinmek istedim bu yazımda. Ayrıca özsaygı, sadece işe alımda değil performans değerlendirmelerinde de yöneticilere ışık tutabilecek bir değerlendirme kriteri olarak da karşımıza çıkmaktadır.

Kaynaklar:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir Perakende Serüveni: 2101

21 Ocak 2101 Cuma. Saat 09:05. Mis gibi kızarmış ekmek kokusuyla uyandı bu sabah Mustafa. Pencereden yüzüne vuran gün ışığına göz...